Anasayfa » Etiket: bitkisel tedavi

Etiket Arşivi: bitkisel tedavi

TROMBOSİT HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR

Trombosit (pıhtılaşma hücreleri) veya kan pulcukları kan pıhtısı oluşumunda görev alan hücrelere verilen isimdir. Bu yazımızda trombositler, trombosit düşüklüğü, trombosit yüksekliği ile ilgili tüm sorulara yanıt vermeye çalıştık.

Trombosit nedir? Trombosit ne demek?

Trombosit (pıhtılaşma hücreleri) veya kan pulcukları kan pıhtısı oluşumunda görev alan hücrelere verilen isimdir. Düşük trombosit sayıları veya fonksiyon bozuklukları kanamaya yatkınlığı artırırken, yüksek trombosit sayıları tromboz (damarda kanın pıhtılaşması) riskini yükseltir.

Resimde sarı ok ile işaretlenen mor, küçük hücreler trombosit hücresidir.

Trombosit normal değeri ne kadar olmalıdır? Trombositopeni nedir? Trombositoz nedir?

Normal değeri bir mm3 kanda 150 bin – 450 bin arasındadır. Kandaki “trombosit” sayısının 150 bin/mm3’den az olması durumuna “trombositopeni”, kandaki trombosit sayısının 450 bin/mm3’den fazla olması durumuna “trombositoz” denir.

Trombosit düşüklüğü (eksikliği) neden olur? Trombosit neden düşer?

“Trombositopeninin tek nedeni lösemi değildir.”

Başlıca 3 ana nedeni vardır;

1.Yeterli miktarda üretilememe durumu: Kemik iliğinin direkt olarak kendi yapım bozukluğu olabileceği gibi kemik iliğinin yapımını bozan dış etkenler de bu duruma neden olabilir. Trombositlerin ana hücrelerinin üretiminin bozulması, infeksiyonlar, kemik iliği yetmezlikleri, doğuştan trombosit düşüklükleri ve lösemiler bu grupta sayılabilir.

2.Trombositlerin parçalanması durumu: Kemik iliğinde üretim olsun ya da olmasın, kemik iliğinde üretilip kana çıkan trombositlerin iç ve dış etkenlerle parçalanması durumudur.  Bağışıklık sistemi bozuklukları, ilaçlar, infeksiyonlar (infeksiyonlar kemik iliğinin üretimini bozabildiği gibi, aynı zamanda kana çıkan trombositleri de parçalayabilirler), romatizmal hastalıklar, bazı yavaş seyirli lösemiler, diğer kan hücrelerinin de (alyuvarlar) parçalanmasına neden olan bazı kan hastalıkları ilk akla gelen nedenlerdir.

3.Trombositlerin vücuttaki dağılımında bozulma: İleri derecede dalak büyüklüğü, vücut sıcaklığının yapay olarak değiştirilmesiyle birlikte uygulanan genel anestezi durumu bu hücrelerin vücudun belirli bölümlerde göllenmesine neden olarak sayısını düşürebilir.

Trombosit yüksekliği (fazlalığı) neden olur? Trombosit neden yükselir?

Trombositoz, kandaki trombosit sayısının yüksek olmasıdır. Trombositler plazmada bulunan pıhtılaşma hücreleri olup, kanama sırasında pıhtı oluşturmak üzere birbirine yapışarak kanamayı durdururlar. Trombosit yüksekliği inme, kalp krizine neden olabilir veya herhangi bir organa giden damarda pıhtı oluşturabilir.

Trombositoz ikiye ayrılır:

1.       Primer (Birincil)

2.       Sekonder (İkincil)

1. Primer (Birincil) trombositoz: Esansiyel trombositemi olarak da adlandırılır. Kemik iliğindeki aşırı üretim sonucu trombositlerin sayıca artmasıdır.  Nedeni bilinmemektedir. Kan veya kemik iliğinde bazı gen mutasyonlarının bu duruma neden olabileceği gösterilmiştir. Fakat bu mutasyonlar kalıtsal yani aileden geçişli değildir, yaşamın bir döneminde sonradan kazanılan mutasyonlardır.

2. Sekonder (İkincil) trombositoz: Altta yatan başka bir neden vardır. Bu neden düzelmedikçe trombositoz düzelmez. Başlıca sayılabilecek nedenler:

  • Demir eksikliğine bağlı kansızlık
  • Kanser
  • İnfeksiyon veya infeksiyon dışı iltihap durumu
  • Cerrahi, özellikle splenektomi (dalağın çıkarılması)

Eğer trombositoz altta yatan bir nedene bağlı ise yani sekonder trombositoz ise, o neden düzelince trombosit sayısı normale döner. Örneğin bir infeksiyona bağlı trombosit sayısı yüksek bulunmuşsa, infeksiyon uygun antibiyotik ya da antimikrobiyaller ile tedavi edildiğinde trombosit sayısı da genelde normale döner. Ameliyat olduktan sonra bir yükselme olmuşsa, ameliyattan sonra beli bir zaman dilimi içinde normale gelir. Trombosit sayısı genelde kısa bir süreliğine yükseldiği için, sekonder trombositoz anormal kan pıhtılaşmasına neden olmaz.

Primer trombositoz veya esansiyel trombositemi durumunda ise pıhtılaşma komplikasyonları ve ciddi kanama görülebilir. Bu durum genellikle trombosit sayısının ilaçlarla iyi kontrol edilmesiyle önlenebilir. Ancak, yıllar sonra kemik iliği fibrozisi (skarlaşma) gelişebilir. Hastaların küçük bir yüzdesinde lösemiye dönüşüm görülebilir.

Trombosit düşüklüğü belirtileri nelerdir?

Hafif düşüklükte herhangi bir yakınma ve bulgu görülmeyebilir. Özellikle 50 bin/mm3 altında kol, bacaklar ve gövdede ağrısız bereler, burun ve dişeti kanamaları olabilir. Lösemili hastalarda trombositopeni ile birlikte genellikle alyuvar ve akyuvar sayılarında da bozulma görülür. Genelde kanamanın ön planda olduğu bir tablo yapsa da, bazı durumlarda tam tersine tromboz (kanın pıhtılaşma durumu) da saptanabilir.

Trombosit yüksekliği belirtileri nelerdir?

Çoğu hastada herhangi bir belirti bulunmaz. En sık görülen belirti ve bulgular; burun, ağız ve diş etleri veya mide ve bağırsak sistemi gibi çeşitli bölgelerden kanamadır. Anormal kan pıhtılaşması da, inme, kalp krizi ve karın kan damarlarındaki sıra dışı pıhtılara yol açabilir. Esansiyel trombositoz olan bazı hastalarda, el ve ayaklarda kızarıklık, ağrı, şişlik, hissizlik ve karıncalanma oluşabilir. Bu duruma “eritromelalji” adı verilir.

Trombosit düşüklüğünün tedavisi nedir?

Trombosit düşüklüğü bir hastalık değil, altta yatan bir hastalığın laboratuvar bulgusudur. Bu nedenle tedavisi hangi hastalığın trombosit düşüklüğüne yol açtığına göre değişir. Eğer bir infeksiyona bağlı ise uygun antibiyotik kullanımı ile, kemik iliğinin yetersiz üretimine bağlı ise kemik iliğinde trombosit yapımını uyaran ilaçlar ve kök hücre nakli ile, lösemiye bağlı ise hangi lösemi olduğuna göre uygun kemoterapi ve akıllı ilaçlar ile, romatizmal bir nedene bağlı ise uygun anti-romatizmal ilaç kullanımı ile, parçalanmaya bağlı ise kortizon başta olmak üzere parçalanmayı önleyecek ilaçların kullanılması ile tedavi edilebilir.

Burada ana başlıklar halinde verilen tedavi şekillerini altta yatan hastalık kesinleştikten sonra size bakan doktor ve sağlık ekibinizle detaylı olarak konuşmanız daha uygun olur.

Trombosit yüksekliğinin tedavisi nedir?

Aynı trombositopeni yani trombosit düşüklüğü gibi trombositoz yani trombosit sayısının yüksekliği de altta yatan bir hastalığın laboratuvar bulgusudur. Bu nedenle tedavisi hangi hastalığın trombosit yüksekliğine yol açtığına göre değişir. İkincil nedenler açısından bakıldığında trombosit yüksekliği eğer demir eksikliğine bağlı ise uygun demir tedavisi, kansere bağlı ise kanserin tedavisi, herhangi bir infeksiyona bağlı ise uygun antibiyotik kullanımı ile tedavi edilebilir. Cerrahi sonrası gelişen trombosit yüksekliği durumu genelde zamanla normale döner. Normale dönme zamanı geciken hastalarda pıhtılaşmayı önlemek için aspirin kullanmak gerekebilir.

Esansiyel trombositoz tedavisi hastalığın risk grubuna göre değişir. Yaşı 60’ın altında ve daha öncesinden herhangi bir pıhtı durumu yaşamamış hastalar düşük risk kabul edilerek sadece aspirin verilebilirken, yaşı 60 ve üzerinde olan ya da daha öncesine ait bir pıhtı geçirmiş olanlarda trombositlerin düşürmek için ek tedaviler verilebilir. Genelde ilk seçenek hidroksiüre adı verilen kemoterapi olarak da kullanılan bir ilaçtır. Bunun dışında hastanın durumuna göre interferon, anagrelid ve JAK2 inhibitörü adı verilen tedavilerde kullanılabilir. Yine, ağır hayatı tehdit eden trombositoz vakalarında, trombosit sayısını daha güvenli seviyelere indirmek için trombositaferez denen bir işlem uygulanır. Bu işlem için diyaliz cihazına benzer bir cihaz kullanılır. Hastanın kanı bir koldan alınarak, içindeki trombositler ayrılır ve eş zamanlı olarak kanın geri kalan kısmı diğer koldan hastaya geri verilir. Bu şekilde trombositlerin uzaklaştırılması ile trombosit sayısı düşürülmüş olur.

Burada ana başlıklar halinde verilen tedavi şekillerini altta yatan hastalık kesinleştikten sonra size bakan doktor ve sağlık ekibinizle detaylı olarak konuşmanız daha uygun olur.

Trombosit düşüklüğünün bitkisel tedavisi nedir? Trombosit yükselten yiyecekler nelerdir?

Yemek olarak tükettiğimiz yiyeceklerle trombosit düşüklüğü oluşması arasında herhangi bir ilişki olup olmadığını kanıtlayan net bir bilimsel veri bulunmamaktadır. Sadece bağışıklık sisteminin anormal çalışarak trombositlerin parçalanmasına neden olduğu “İmmün trombositopeni” hastalığında beslenme alışkanlığının trombosit düşüklüğü yapabileceğine dair bazı bulgular saptanmıştır. Bu nedenle mümkün olduğu kadar işlenmiş gıdalardan ve fast-food türündeki yiyeceklerden kaçınmak gerekir. Alkol kemik iliğini baskılayarak trombosit yapımını azalttığı için abartılı alkol tüketiminden kaçınılmalıdır. Kahve tüketimi ve trombosit düşüklüğü ile ilgili çelişkili çalışmalar olsa da genel olarak kahvenin hem trombosit sayısını hem de fonksiyonlarını azaltıcı etkisi nedeni ile çok tüketimden kaçınılmalıdır.

Günümüzde, kanıtlanmış bilimsel veriler ışığında trombosit düşüklüğüne iyi gelecek bir besin bulunmamaktadır.

Trombosit yüksekliğinin bitkisel tedavisi nedir? Trombosit sayısını düşüren yiyecekler nelerdir?

Günümüzde, kanıtlanmış bilimsel veriler ışığında trombosit yüksekliğine iyi gelecek bir besin bulunmamaktadır.

Pekmez tüketimi trombosit değerlerini etkiler mi?

Günümüzde, pekmez tüketiminin trombosit değerlerini etkilediğine dair bilimsel bir veri bulunmamaktadır.

Yeşil Çay tüketimi trombosit değerlerini etkiler mi?

Yeşil çay tüketimi ile trombosit değerlerinin azalması arasındaki ilişki porsukağacı yaprağı olarak bilinen Çin çayı ile ilgili olarak gösterilmiştir. Bununla birlikte yeşil çay genellikle trombosit sayısını düşürmez fakat trombosit aktivitesini ve fonksiyonlarını bozarak kanamaya meyil oluşturabilir. Bu durum genelde doz ilişkilidir. Yani tüketim bırakılınca normale döner.

Antep fıstığı tüketimi trombosit değerlerini etkiler mi?

Antep fıstığı tüketiminin hayvan deneylerinde karaciğer ve böbrek fonksiyonları üzerine olumlu etkilerinin olduğu bildirilmekle birlikte trombosit sayısı üzerine bilinen bir etkisi yoktur.

Ahududu tüketimi trombosit değerlerini etkiler mi?

Böğürtlen tüketiminin trombosit sayısı üzerine net bir etkisi yoktur. Hayvan deneylerinde trombosit aktivitesini ve fonksiyonlarını azalttığı bu nedenle kan sulandırıcı etkisi olduğu bilinmektedir.

Trombosit yüksekliği kanser belirtisi midir?

Akut lösemi olarak bildiğimiz hızlı başlangıçlı kan ve kemik iliği kanserlerinde trombosit yüksekliği değil tam tersine trombosit düşüklüğü görülür. Kronik lösemi olarak bildiğimiz yavaş seyirli lösemilerde (kronik myeloid lösemi) ve  myeloproliferatif hastalık şeklinde adlandırılan lösemi dışı kontrolsüz kemik iliği üretimi ile giden bazı hastalıklarda trombosit yüksekliği olabilir. Organ kanserlerinde (akciğer, karaciğer, mide vb) de trombosit yüksekliği olabilir.

Trombosit düşüklüğü kanser belirtisi midir?

Kemik iliğine de yayılmış her türlü kanser veya direk olarak kemik iliğini tutan ilik ya da kan kanserleri trombosit düşüklüğüne neden olabilir. Kansere bağlı trombosit düşüklüğü kanserin kemik iliğine yayılımına bağlı ise birlikte kan değerini gösteren hemoglobin düzeyi ve lökosit denilen beyaz kan hücrelerin sayısı da düşük çıkar. Nadir olarak kanserin kendisi anormal bağışıklığı tetikleyip trombositlerin parçalayarak da tek başına trombosit düşüklüğüne neden olabilir.

Trombosit ne kadar sürede yükselir?

Herhangi bir hastalığa bağlı gelişen trombosit yüksekliğinde süre altta yatan hastalığa göre değişir.

Trombosit ne kadar sürede düşer?

Herhangi bir hastalığa bağlı gelişen trombosit düşüklüğünde süre altta yatan hastalığa göre değişir.

Hamilelikte trombosit yüksekliği veya düşüklüğü olur mu?

Hamilelikte en sık “gebelik ilişkili trombositopeni” olarak tanımlanan trombosit düşüklüğü görülebilir. Genelde hamileliğin 3-6. Ayında ortaya çıkar ve herhangi bir tedavi gerektirmeden hafif düzeylerde seyreder. Doğum için trombosit değerinin >50 bin/mm3, sezeryan için >50 bin/mm3 olması yeterlidir. Doğum öncesi bu değerlerin altında olan hastalarda tedavi gerekebilir. Gebelik ilişkili trombosit düşüklüğü Kadın Doğum ve Hematoloji doktorları tarafından birlikte değerlendirilmelidir.

Dalak ameliyatı sonrası trombosit değerleri değişir mi?

Dalak ameliyatı sonrası trombosit değerleri artabilir. Bu süre bazen birkaç hafta bazen aylarca olabilir.

Hemoroit trombosit değerlerini etkiler mi?

Hemoroitin trombosit değerlerini etkilediğine yönelik bilimsel bir veri bulunmamaktadır.

İlik nakli trombosit değerlerini etkiler mi?

İlik nakli öncesi hastaya kök hücreler verilmeden önce “hazırlık rejimi” adı verilen kemoterapi verilir. Bu rejim trombosit düzeylerini geçici olarak düşürür.

Sezaryen trombosit değerlerini etliler mi?

Sezeryanın trombosit değerlerini etkilediğine dair net bir veri bulunmamaktadır

Trombosit süspansiyonu nedir?

Trombosit süspansiyonu trombositopenili veya trombosit disfonksiyonu olan hastalarda hem kanamayı önlemek hem de aktif kanamanın sonlandırılması amacıyla verilen kan komponentidir. Aferez ve random trombosit süspansiyonu olmak üzere 2 çeşidi vardır. Random trombosit süspansiyonu hastadan alınan kanın santrifüj yöntemiyle bileşenlerine ayrılarak hazırlanması ile oluşur. Aferez trombosit süspansiyonu ise aferez cihazı adı verilen diyaliz cihazına benzeyen cihazlar yardımı ile toplanır.

Trombosit agregasyonu nedir?

Trombositlerin kanamayı durdurmak ve pıhtılaşmayı sağlamak için birbirleri üzerine kümelenmesi durumudur.

Trombosit kan vermek zararlı mı?

Trombosit vermenin bilinen ciddi bir zararı bulunmamaktadır. Trombosit aferezi sırasında nadir olarak tansiyon düşüklüğü, dudaklarda karıncalanma, baş dönmesi olabilir.

Trombosit verdikten sonra ne yemeli?

Gerek kan gerekse trombosit bağışı öncesi ve sonrası meyve suyu dahil bol sıvı tüketmek ve alkol almamak önerilir.

Trombosit vermenin riskleri?

Trombosit vermenin bilinen ciddi bir zararı bulunmamaktadır. Trombosit aferezi sırasında nadir olarak tansiyon düşüklüğü, dudaklarda karıncalanma, baş dönmesi olabilir.

Trombosit iğnesi nedir?

Trombosit iğnesi tanımı genelde trombosit değerlerini yükseltmek için verilen ve kemik iliğinde trombositlerin ana hücresi olan megakaryositleri uyarmak için yapılan romiplostim tedavisi için kullanılır.